Adet kanaması, halk arasında hastalanma, halanın ziyarete gelmesi, regl olma, peryod görme, vb. farklı tanımlamalara sahiptir. Topumsal olarak bir kadının doğurganlığının göstergesi, olgunlaşmanın başlangıcı, kesildiğinde de üreme yeteneğinin yitirilmesi anlamına gelir. İşin tıbbi yönü nasıldır peki? Adet kanamasının olması için beyin yumurtalık ve rahim üçlüsünün uyumu gerekir. Eğer beyinde hipotalamus­hipofiz denen bölüm olgunlaşmamışsa veya yumurtalık ' yağ bağlamışsa' veya rahim gereği gibi yanıt veremiyorsa kanama bozuklukları veya adet düzensizlikleri oluşacaktır. Adet kanamasını sonuç olarak görüp en başa dönersek, önce bir kızın belli bir yaş veya kiloya ulaşarak, kadınlık hormonlarının çalışmaya başlaması gerekir. Bu hormonlar kızlarda koltuk altı  pubik bölge tüylenmesini, daha sonra meme gelişimini, eş zamanlı hızlanmış boy uzamasını sağlarlar. Hormonların gereğinden önce çalışmaya başlaması toplumumuzun yeni yaralarından biri olan erken ergenliği ortaya çıkarır. Adet kanaması başlayan bir ergende ilk kanamalar her zaman yumurtlamalı kanamalar değildir. O yüzden çoğu zaman adet öncesi belirtiler bile gözlenmez. Bu kanamalarda memelerde gerginlik, karında ağrı gibi belirtiler olmadan bir anda kanama ile karşılaşılır. Hormonlar belli bir miktar ve düzene ulaştıklarında rahmin her iki yanında bulunan yumurtalıklarda yumurta oluşumu tetiklenir. Her ay bir yumurta seçilir. Genelde bir ay sağ, bir ay sol yumurtalıktan seçilen yumurta çatlayarak, tüp olarak bildiğimiz tünelciklerden içeriye alınır. Ve burada spermle( erkek üreme hücresi) birleşip yeni bir canlı oluşturmayı bekler. Eğer yeni bir canlı oluşmuşsa gebelik başlayacaktır yolak farklı işler. Döllenme olmamışsa yumurta beklerken değişmeye başlar. Bu arada rahim de içine gelebilecek bir canlı olasılığına karşı hazırlanır. Daha çok damarlanır ve bol damarlı yumuşak süngersi bir tabakayla kaplanır. Yumurta belli bir süre bekledikten sonra salgıladığı hormonlar birden azalır. Ve rahimde kalınlaşmayı sağlayan bu hormonlar kesilince rahim kanlı olan bu tabakayı dışarıya atar. Yani rahimde pis kan yoktur. Vücudumuzun her tarafındaki kan kadar tmiz ya da pistir. Rahimdeki kan dökülmeyince içerde birikip şişlik yaratmaz. Adet olamadığınızda ya da adetiniz geciktiğinde oluşan karın bölgesi şişkinliğiniz vücutta bu olayın sebebi veya sonucu olarak oluşan genel yaygın ödemdir aslında. Adet olmak 28 günü bulan, yumurtanın oluşması, çatlaması, beklemesi ve rahim içinin dökülmesi ile dönen bir döngünün sonucudur. Bu durum bazı kadınlarda 1 hafta önce bazı kadınlarda bir hafta sonra tamamalanır. Yani adet başından başına 21­28­35 günde bir kanamak normaldır. 28 gün ortalama ile bir hafta öne veya sonraya gelebilir. Adet olmak için mutlaka bol kanamak gerekmez. Ya da bol kanamak daha iyi az kanamak daha sıkıntılı bir durum değildir. Önemli olan kansızlık yaratmayacak kadar kanamaktır. Normal olan hiçbir durum başka bir anormal duruma sebep olmaz. Kimi kadın 1­2 ped, 1­2 gün kanar, kimi kadın 5­6 ped, 7 gün kanar. Adet beyinden yönetilir. Uyku düzeni, kilo alımı veya kaybı, stres hormonları, tiroid hormonları gibi beyindeki hormonları etkileyen durumlar geçici olarak girişimde bulunabilir. Bu da bazı durumlarda adet düzeninin değişmesine sebep olur. Adet düzensizliği demek için 3 ay ardışık aynı sorunun sürüyor olması durumun geçici olmadığını bize gösteren diğer bir göstergedir. Adet düzeninde ara lekelenme yoktur. Ara lekelenmenin nedenleri arasında rahmin ortasındaki bölgede kanamanın olduğu alanda yer alan myom, polip, veya kanserojen durumların dışlanması gerekir. Adet düzeni hakkında hekiminize bilgi verirken, kaç günde bir kanadığınızı (başlangıçtan başlangıca), kaç ped kanadığınızı, kanamanın yoğunluğunu, ağrılı olup olmadığını, ağrı varsa ilk adetten bu yana mı yeni bir durum olup sonradan mı eklendiğini, hangi durumlarda ağrının artıp azaldığını belirtiniz. Sonuç olarak , adet olmak, kadın vücudunun ürettiği yumurtayı bir spermle döllemeyip, yerleşecek bir gebelik için hazırlanmış olan rahim içinin, gebelik oluşmayınca döküldüğünü gösteren bir durumdur. Senelik muayenelerinizi atlamayın. Kalın sağlıcakla. Not: sonraki yazının konusu ' doğum nedir?'